Tıkla Sende Sitene Ekle

Tıkla Sende Sitene Ekle


   
  Hoş Geldiniz
  İlisyon Videoları
 

     

::: Hit Artırmanın Yolları :::

Bir web siteniz var, fakat bu sitenin istediğiniz çoğunluğa, hak ettiğiniz kitleye ulaşamadığını düşünüyorsunuz. İşte burada size web sitenizin daha iyi tanıtımının yapılması ve ziyaretçilerin sayfanızı bulmasına yardımcı olacak bazı bilgileri sunacağız.

1. Arama Motorlarına Kayıt Yaptırarak Ön Sıralarda Çıkmak
Arama motorlarını internete girenlerin % 95'i kullanmaktadır ve buradan istedikleri bilgileri aratıp ulaşmak istediği sayfaları bulmaktadırlar. Siz de insanları aradıkları zaman bulabilecekleri bir siteniz varsa doğru kelimeleri kullanarak sonuca ulaşabilirsiniz. Dünyanın en çok ziyaret edilen ve en doğru sonuçları çıkardığı öne sürülen Google bu alanın en iyisi. Sitenizi doğru şekilde kaydettirerek sitenize günde yaklaşık 100 kişinin gelmesini sağlayabilirsiniz.

2. Kısa ve Akılda Kalan Alan Adları
Adres çubuğunda bulunan isim sizin sitenizin kişiliğini ortaya koymaktadır. Alan Adı seçimi yaparken hem içeriğinize uygun ve kısa hem de akılda kalıcı bir alan adı bulmalısınız. Bunu başardığınız taktirde sitenize bir kere giren kişi siteyi unutmayacak yaklaşık olarak bir ay içerisinde sizin sitenizi tekrar ziyaret edecektir. Bu da size büyük bir katkı sağlayacaktır.

3. Hızlı Erişim
Web sitelerimizi genelde güzel durmaları için güzel resimlerle şık fotoğraflarla döşemeye çalışırız. Bu uygulama göze hoş gelmekle beraber sayfanın açılımını yavaşlatacak, ziyaretçiyi memnun etmeyecektir. Bu doğrultuda sayfanızdaki hostunuzu yoracak resimleri, scriptleri kullanmamak en güzelidir. Hele ücretsiz hostingleri kullanıyorsanız kesinlikle anasayfanızın 60 kb 'ı geçmemesi ve resimlerin boyutunun çok büyük olmaması gerekir. Geocities tecrübesine dayanarak

4. Banner ve Link Değişimleri
Web siteleri arasında yapılan banner ve link değişimleri çok yararlı olacaktır. Özellikle benzer içeriğe sahip siteler arasında yapılan banner ve link değişimleri iki tarafa da büyük katkılar sağlamaktadır. Mesela ziyaretçi aradığını iki site de bulabilir. Ayrıca bu değişimler arama motorlarına da yardımcı olmaktadır.

5. Kaliteli İçerik
Sörfçüler gezdikleri sitelerde aradığının da fazlasının bulunmasını ister. Gördüğü içerik ne kadar fazlaysa o siteye gösterdiği önem de o kadar fazladır. Eğer bir girişinde bütün siteyi gezebiliyorsa zaten o ziyaretçi o siteye bir daha gelme gereği duymaz, fakat o kadar çok içerik varsa ve bir seferde bütün hepsini gezemiyorsa bu o ziyaretçinin en kısa sürede yarım kalan sörfünü tamamlamak için siteye tekrar gireceğinin belirtisidir.

6. Aktiviteler
Web sitelerinde yapılan aktiviteler çok önemlidir. Özellikle ziyaretçilerin online katıldıkları, birbirleri aralarında mesajlaşabildikleri ortamlar çok sevilmektedir. Örneğin ; Mesaj Panosu, Link Bankası, Maillist ,Ziyaretçi Defteri vs.. Bu aktivitelerde ziyaretçiyi memnun edecek ve o siteye tekrar girmesini sağlayacaktır.

7. Toplistler
Toplistler ; web sitelerinin istatistiklerini tutan, istatistiklere göre sıraya dizen web siteleridir. Bu sitelere üye olarak sitenizin istatistiklerinizi tutturabilir ve takip edebilirsiniz. Üst sıralarda yer alırsanız sitenize ziyaretçiler gelir. Fakat burda Toplist seçimi de çok önemlidir. Eğer hitiniz düşükse çok büyük sitelere, toplistlere katılmanın bir anlamı yoktur. Daha düşük ve hitinize uygun toplistlere kayıt olmak her zaman için daha yararlıdır.

8. Hit Makinaları
Yukarıda anlattığımız hit arttırma yollarının dışında, size hiç bir yarar sağlamayacak olan fakat toplistlerde üst sıralara çıkmanızı sağlayacak olan web trafik sitelerine üye olabilirsiniz. Buradan gelen ziyaretçiler sizin sitenizi hiç bir şekilde bilmez, gezmez ve içeriğiyle ilgilenmez. Sadece hitiniz artmış olur. Bu yolu kimseye tavsiye etmiyoruz.

-Alıntı-


Seçmek Ya da Seçmemek / Soner ARICA



İlk nefes alışla son nefesi veriş arasındaki yaşam dediğimiz mesafe seçimlerle kat ediliyor. Farkında olsak da olmasak da... Bilincimiz oluşana kadar bizim için başkaları tarafından seçilmişler şekillendiriyor yaşam yolumuzu… Bazen en oluşmuş, oturmuş bilinçlere bile dış etkilerin müdahalesi söz konusu olabiliyor… Çoğu zaman da bizim için doğrusunun olmasını dileyeceğine inandığımız ailemiz, yakınlarımız, arkadaşlarımızdan gelen bu seçimlerimizi etkileyecek yaklaşımlar aklımızı karıştırıyor.

Bu noktadan bakıldığında “yaşam kendi ellerimizde, seçimlerimizle alakalı” tanımının üzerinde düşünmek gerekiyor… Özellikle bilim adamlarının insan karakterinin ve buna bağlı yaşamsal tepkilerinin temelinin 0-6 yaş arasıda belirdiğini hatta kemikleşmiş bir temel haline geldiği ifadeleri göz önüne alınırsa anne ve babalara ya da o sırada büyümemizi yakından takip edenlere ne denli önemli ve ağır bir yük düşüyor düşünsenize.

Eğer yaşam bizim seçimlerimizden oluşuyorsa, yukarıda sözünü ettiğim zaman dilimi bizim için seçilenlerle geçiyor, hem de tamamen. Umarım bu yazıyı okuyanlar o dönemlerde kendileri için seçilmişlerden şikâyetçi değillerdir. Tabii ki orada şuna dikkat etmek lazım, hiçbir ebeveyn çocuklarına zarar verecek bir şey yapmak istemez; onlar da hayattan öğrendikleri, öğrenebildikleri kadarını kendi yetenekleri dâhilinde bizleri şekillendirmek için kullanırlar.

Zaten burada iyi ya da kötü olmaları değil, bizim adımıza başkaları tarafından seçilmişler üzerinde durmak istediğim… Çünkü bilinç yerine oturup da söz sahibi olarak yol ayrımlarında seçme hakkını kullanırken, 0-6 yaşa kadar oluşmuş hayata bakış açısı ya da karaktere uygun seçimler yapıyor, bu açıdan bakıldığında yaşam kendi seçimlerimizden oluşuyor diyebilir miyiz? Sanırım bu tanımlamayı şöyle düzeltirsek daha doğru olacak: “Yaşam belli bir saate kadar bizim adımıza seçilmiş ve o saatten sonra da yapılanmış halimizle bizim yaptığımız seçimlerden ibarettir…”

Aslında yaşam bizim yaptığımız seçimlerden ibaret filan değildir, bilmiyorum ama doğduğumuz yeri, üyesi olduğumuz aileyi biz mi seçiyoruz? Hikâyenin başladığı yer burası… Gelişme ve sonuç için başlangıcın önemini tartışılmaz. İnsan nereye varırsa varsın nereden geldiğinin izleri daima yaşamına aksedecek, zaman zaman işini kolaylaştırırken, zaman zaman ayağına dolanacak, hiç fark edilmeseler bile...

Bilmiyorum neden tamamen içgüdüsel olarak bir çocuk gördüğümde onun için içimden geçirdiğim dilek; şansının iyi olması, karmaşanın içinde bile kendine bir yol bulabilmesi ve en geniş anlamıyla Allah tarafından korunma altına alınması. Çünkü biz insanoğulları, sevdiklerimize bile hatta daha çok onlara, seçimleriyle ilgili zararlar verebiliyoruz, onları kaybetmemek için, uzaklaşmamak için, büyülü kalmak için vs.

Galiba Allah'a havale etmek lazım tutunma duygularımızı… Ben gördüm ki, insan ne yaparsa yapsın neyi seçerse seçsin aciz kalıyor bazen… Hem de ‘her şeyin en doğrusunu yaptım, artık tamamdır’ derken…

Bence tabii ki sizler seçimlerinizi yaparken ortalama doğrulara göre hareket edip yüzde olarak fazlaca onaylanmış olanları seçin; ama unutmayın, en doğrusunu yine de siz bilemezsiniz…

Peki, sizce kim bilir?
Allah korusun sizi…



::: Türkler Geliyor :::
İrfan KARABULUT'un Yazısından...
 

Fatih Sultan Mehmet Han İstanbul’un surlarından içeriye girmiştir. Hemen yanında Ak Şemseddin, biraz arkasında da Zembilli Efendi. Ayasofya yolunda ise Rum kızları bir yandan çiçek atıyor, bir yandan da sevinçle bağırıyorlar: “Türkler geliyor” 
“Türkler geliyor”, sözü bir sevincin, bir kurtuluşun, mutluluğa kavuşmanın terimi oldu Osmanlı tarihinde. Birileri son yüz yılda bu deyimi kendine göre değiştirmiş olsa da… 
Aslında bu “Türkler geliyor” sözü hala geçerliliğini koruyor. 1996’da Sibirya yollarındaydım. Uzak bir istasyonda çekik gözlü, Kıpçak Türkçesi konuşan“siz nerelisiniz” dedim. “Çin sınırında ki Doğu Türkistan’danız” dediler. Ben de kendimin Türkiye’den olduğumu söylediğimde ağlayarak boynuma sarıldılar. “Sizi hep bekliyorduk” dediler! birileri indi. Konuşmalarından merak ettim,
Umreye giden bir grup arkadaşım orada ki bir Bangladeşlinin “siz ne zaman gelecek ve orta doğuya huzur, Osmanlıda ki gibi getireceksiniz” demişti. 
Geçenlerde Suriye’nin baş şehri Şam’a gittik. Şam’da ki Emevi caminin imamlarından birisi namaz sonrası çaya davet etti. Ve Osmanlı’nın dünyaya huzur getirdiğini ve yine bütün milletlerin bu huzuru beklediğini gözyaşları içinde bize anlattı.Bu ve benzeri olayları dünyanın dört bir yanında yaşayan Türkiye sevdalıları arkadaşlarımız anlatıyor. 
Herkes gibi ben de Türkçe Olimpiyatlarını gözyaşları içinde seyrettim. Kaosun, siyasi bunalımların, menfaatperestliklerin arttığı şu günlerde, böyle bir moral ve motivasyona ülkemizin çok ihtiyacı vardı. Bu programın icra ettiği gerçek başarının yanında, Ortadoğu krizinin insanlarda ki yaşama sevincini azalttığı şu günlerde milletimize yeni bir heyecan ve ümit verdiğini düşünüyorum. Üzülen ve büzülen yüreğimize yeniden sevgi ve umut kardelenleri ektiğiniz için size iki dünyada sonsuz teşekkür ediyorum. 
Türkçe olimpiyatlarının güzelliğini, organizasyonun neredeyse kusursuz oluşunubaşka bir gönül gözü ile herkes söylemiştir. Diyecek bir şey yok tabi ki ama ben meseleye bakmak istiyorum.
 
Türkler yeniden geliyor. Bu geliş savaşa, kine değil, bu geliş ilk geliş gibi.
Evet, Türkler geliyor. Gelişleri 5 kıtada sevgi olmuş, hem dünyayı hem milletimizin ümit ağacını kurumaktan koruyor. Bu geliş, bir hüzün bekleyişi olup ıhlamurların çiçek açtığı zamanı beklememizi hatırlatıp vefa oluyor. Bu geliş, Anadolu’nun yeniden kendine gelişini hatırlatıyor. Bu gelişte dalgalara karşı direnen, yıkılmayan kepezleri hatırlatıyor.
Ve bu gelişle diriliyor bütün dünya ile yeniden. Dirilip “barışı” haykırıyoruz dünyaya, Mevla’m dert vermişse dermanını da vermiş diyen bir aktif sabrı hatırlıyoruz. Ayrılık türkülerimizin bizi olgunlaştırdığını, yüreğimizi odlarla dağladığını düşlüyor ve gurbet ellerdeki hüzün motifli hocamıza bir kez daha dualar gönderiyoruz.
Övez’in ustaca stand-up şovu, siyah gözlerde umudu arayan Türkmenistanlı kızın iç çırpınışları, merhum Adem Tatlı’nın minicik çocuğunun masumiyetine döktüğümüz göz yaşlarımız, Meclis başkanımızın içli konuşmaları ve siyaset adına özlü itirafı, bizi büyülü bir dünyada sanki cennetten bir anı yaşattı.
Yüreğimiz tarihle beraber yeniden dirildi, yeniden ümitlendik. Kanatlandık, önden giden atlılar olmaya söz verdik kendi kendimize, öğretmenine söz veren Mozambikli kardeşimizle beraber, biz de söz verdik. Ve ıhlamurlar çiçek açmadan “Türkler geliyor nidasının sevgiye bürünmüş olarak bütün dünyayı kapladığını” gördük.
5. Türkçe olimpiyatı yeni bir çığır ve dönüm noktasıdır. Dünya görüyor ve biliyor artık. Türkler yeniden geliyor. Hem bu geliş diğerlerinden de yürekten. Daha bir özlem, daha bir bizce ve daha bir sevgi dili ile…
Ben şimdi gözümü gökyüzüne diktim, dünyanın 100 den fazla ülkesinde “sevgi istek ve özlemle” Türkler geliyor diyen insanlığın ırmak şırıltısı kadar güzel seslerini dinliyorum. Uzatılan elimizi tutan ve sevgi bekleyen bütün dünyaya yüreğimizi, canımızı ve malımızı ortaya koyarak yedi baştan ahd-u beyanla “evet” diyoruz. -Alıntı-

 

 
  Bugün 3 ziyaretçiburdaydı!!

http://www.sultanahmetgenclik.tr.gg

www.iddaliyim.tr.gg - iddalıyım

Aradığınız Herşey Bu Sitede

Siteni ekle